Tohumlar veya amele ücretleriyle sair masraflar öşürden çıkarılmaz. Öşürde, arazi sahibinin akıllı, bâliğ (ergen), zengin olması şart değildir. Öşürde itibar, arazi sahibine değil, araziyedir. Yani, mal sahibi; çocuk, deli veya fakir de olsa öşür ile mükelleftir.
Altın, gümüş, para ve ticaret mallarından, yılda bir defa zekât vermek lâzımken; arazide yılda kaç mahsul elde edilirse, hepsinden ayrı ayrı öşür vermek lâzımdır. Diğer malların zekâtında, malın-paranın üzerinden bir yıl geçmesi şart olduğu hâlde, mahsullerde bir yıl geçmesi icap etmez.
Bal, ceviz, susam, fındık, fıstık, çam fıstığı, payam (badem), zeytin ve benzeri yağlı maddeler ile pamuk, palamut, pelit, keten tohumu, şeker kamışı, şeker pancarı, çay yaprağı ve benzeri mahsullerden öşür verilir.
Çayır otu, dut, fesleğen yaprağı, buğday, mısır, pirinç, nohut, mercimek, bakla, fasulye, soğan, sarımsak, kavun, karpuz, salatalık, üzüm, incir, elma, armut, şeftali, erik gibi her türlü meyvelerden; yulaf, fiğ, burçak gibi her türlü hayvan gıdasından öşür verilir. Öşrü verilen üzüm bağının içinde meyve ağaçları olsa veya bağ arasında soğan, sarımsak ekilse, ‘o ağaçların meyvelerinden, soğan ve sarımsaktan’ da öşür vermek lâzımdır.
Öşür arazisi içinde, ekilmediği hâlde kendiliğinden çıkan mahsulden de öşür verilir. Hülâsa İmâm-ı A’zam buyuruyor ki: Yerden, araziden elde edilen mahsulün azında da çoğunda da öşür farzdır.